25 Mayıs 2016 Çarşamba

Kitap, Kitap, Kitap...

Blogger komşularımdan gördüğüm kadarıyla bir çoğumuz kitapları seviyoruz. Ben de öyle. Bir kitabı elime aldığımda ona dokunmak, hissetmek, arka kapağında yazanları okuyup kitabın içindeki dünyayı hayal etmek... Kitabı okuduktan sonra yerine koyarken bazen öpücük kondurmak gibi de bir huyum var nedense. Garip bir sevgi benimki. Ve tabi ki kitap kokusu. Dünyanın en güzel kokularından biri kitap kokusu benim için.
 
Her insanın az çok hassas olduğu bir konu vardır. Bende kitaplarım konusunda hassasım. Okuması için başkalarına vermekten, paylaşmaktan çok hoşlanırım.  Fakat verirken onlardan bir isteğim var. Okuyup bitirdikten sonra kitabımı bana geri teslim etmeleri. Kitaplarımın ahşap raflı kitaplığımda durmasını seviyorum. Okuduğum bir kitabı ileriki bir zamanda yeniden okumak istiyorum. Başka tanıdıklarıma okuması için tekrar tekrar vermek istiyorum. Birisine kitap verirken ''bunu sana aldım'' yada ''al oku, senin olsun'' demedikten sonra zaten o kitabı sadece okuması için ödünç veriyorum demektir. Kitap verdiğim kişiler yaş itibari ile üç aşağı beş yukarı bunu anlayabilecek yaştalar. Gelin görün ki  birisine kitap verirken ''Al bu kitabı oku canım. Bitirdikten sonra geri getir ama olur mu? Kitap konusunda hassasım biraz'' dememe rağmen geri gelmeyen nice kitabım oldu.
Hani oldu ya eğer karşımdaki kişinin kitap alacak gücü yoksa aynı kitaptan alır ona hediye ederim zaten. Yeter ki ödünç verdiğim kitabım bana geri gelsin.
 
Madem kitaptan söz açtım , severek okuduğum farklı türde iki kitap ismi paylaşmak istiyorum sizlerle. İnternetten kopyalayıp yapıştırmak yerine kendi kitaplarımın fotoğrafını çekip buraya koymak isterdim fakat ,maalesef bu iki kitabımda okunsun diye verildi ve geri gelmedi  :)

 
 
 
Atatürk'ün askerlik ve başkanlık hayatının dışında özel hayatının da anlatıldığı bir eser. Atatürk'ün hayatının her alanında istikrarlı ve kararlı hareket ettiğini biliyoruz. Bu kitabı okurken aile hayatında da böyle olduğunu gördüm ve ona bir kez daha hayran oldum. Sade bir anlatımı var. Atatürk'ü ve Latife hanımı konu alan çok güzel bir roman.
 
 


İkinci kitap bir kişisel gelişim, içsel yolculuk türünde. Fakat benim için onu diğerlerinden ayıran iki özellik var. Birincisi bu kitabı bana bir zamanlar gönül dostumun armağan etmiş olması.
İkincisi, kitabın yazarı Dan Millman'ın kendi hayatını ve içsel yolculuğunu anlatıyor olması.
Bir başka deyişle kendi dönüşümünü anlatıyor. Benim için hayatımdaki rehber kitaplardan biri oldu.
Aynı kitabın filmi de çekildi. Baş rollerde Scott Mechlowics ve Nick Nolte 'u görüyoruz. Filmi sonuna kadar izlemek kısmet olmadı fakat izlerken kitapla aynı tadı vermediğini söylemeden geçemiycem. Yine de izlemeye değer. Çok güzel mesajlar içeriyor.
 


Dünya jimnastik şampiyonu Dan Millman'ın  ve Socrates adını verdiği bilge bir adamın kesişen yollarının öyküsü.

Okuduklarımızı veya öğrendiklerimizi kendi hayatımıza uygulamadığımız sürece okumanın da, öğrenmenin de bize pek bir faydası yok. Bir düşünür şöyle demiş; ''insanlar ikiye ayrılır. Bilenler ve bildiğini uygulayabilenler''.  Bence çok haklı.

_Sade_




12 yorum:

  1. Atatürk'ün Aşkı Latife kitabını çok merak ettim. Kapak seçimini ne kadar güzel yapmışlar.
    Katılıyorum size, değer verdiğim şeyleri başkaları okusun, kullansın, faydalansın seviyorum ama ödünç verdiysem sonunda bana geri dönmek şartıyla. Kitapta da aynı şey geçerli ben de başka şeyde de. Mesela ilkokul önlüğümü, annem faydalansın, giysin diye kuzenime vermişti. Sonra geri vermediler hala aklımdadır.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte hal böyle olunca insanın güveni sarsılıyor ister istemez. Benim de küçüklüğümden kalma böyle sevimsiz anılarım var :) Sağlık olsun diyorum. Belki de bu tarz konularda daha dikkatli ve seçici davranmalıyız sonrasında üzülmemek adına :)

      Sevgi ve selam ile.

      Sil
  2. Eskiden okuldayken hiç kitap vermezdim kimseye:) Bir de kasetlerimi vermezdim. Şimdi de sadece geri getirmese de üzülmeyeceğim, ona benden anı olsun diyeceğim kişilere veriyorum. Geri gelmesini beklemeden. Bazen gidip kendime yenisini aldığım sırada geri getiriyorlar, iki tane oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine gülümsettin beni sevgili Handan :) Olmayanla paylaşmak güzel birşey elbette. Benimde gözden çıkardığım, geri gelmese de önemsemeyeceğim şeyler oluyor. Ama gel gör ki verirken özellikle belirttiğim bir konuda sözüme kıymet verilmemesi , açıkçası önemsenmemek var ya. İşte bu üzüyor insanı.

      İki tane olanlara ne diyelim o zaman. Çifte mutluluk ;)

      Sil
  3. O kitapları alıp da geri vermeyenler yüzünden artık kimseye kitap vermiyorum. Sadece isim tavsiye ediyorum. Ama vermiyorum vermem de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kararlılığına hayranım sevgili Tigris :) Benimde böyle bir karar verip uygulamam lazım.

      Sevgiler...

      Sil
  4. Kitaplarla dost olmayan çok az insan vardır sanırım. Ama sevilen kitap türleri farklı herhalde.
    Benim de çok sayıda kitabım adeta benden koparılıp(ben öyle ifade ediyorum.) başka evlerde, başka kitaplıklarda yer buldular. Hala bu duruma içim yanar.
    Latife Hanım'la ilgili çok kitap yok. Çok merak ettiğim hayatlardan biri. İpek Çalışlar'ın bir başka kitabını okumuştum.Tanıttığınız bu kitabı okumamıştım.
    Latife Hanım'ın ilginç bir hayat öyküsü var. Paris'te üniversiteden mezun. 6-7 yabancı dil biliyor, çok okuyan, çağdaş bir bayan. İkili hayatlar, iki bilinmeyenli denklem gibi ama, evliliğinde çok kaprisli olduğu anlatılıyor.
    En saygı duyduğum yanı, Atatürk'ten ayrıldıktan sonra hiç konuşmamış.Oysa hatıraları paha biçilmez olurdu. O gücü hiç kullanmamış.
    İkinci kitabı duydum ama okumadım. Alırsam kimseye "ödünç" vermeyeceğim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ''ödünç vermeme'' konusunda bende kararlı olup uygulayacağım. Maalesef insana başka çare bırakmıyorlar.
      Bu kitabı girdiğim bir kitapçıda rastlantı sonucu görmüştüm. Üstelik indirime girmişv e son bir kitap kalmıştı. Sanki almam için beni bekliyormuş gibi. Latife hanımı hep merak ettim ama hakkında hiç kitap okumadım.
      Bu kitabı sevip önermemdeki sebeplerden biri hem Latife hanımın kişiliği hakkında güzel bilgiler edinmeme vesile oldu, hem de Atatürk ile olan o ilk karşılaşmaları, yakınlaşmaları, evlilikleri , özellikle aralarında geçen diyaloglar okurken bende çok hoş duygular uyandırdı. Güzel sade bir anlatımı var.

      Atatürk'ün hayatına yön veren kadınlardan biri olmuş Latife. Beni en çok etkileyense Atatürk'ün boşanmalarından sonraki kararlı tavrı. En iyisi bu kitabı merak edin ve lütfen okuyun :) Eğer kitaptan bulursam yeniden alıp kitaplığıma katıcam.

      Sevgi ve selam ile.

      Sil
  5. Oooof offf! Listeye yeni bir sayfa daha eklemek gerekecek! :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle giderse bize daha çoook sayfa lazım . Birde şu giden kitaplar geri gelebilse tadından yenmeyecek :D

      Sevgiler.

      Sil
  6. Bu yazının girişini okuduktan sonra şöyle bir yargıya vardım artık:
    Kitapları başkalarından ödünç isteyenlerin neredeyse tamamı bir daha geri vermemek üzere istiyor. Benim de öyle oldu çünkü. Artık nezaketi bir yana bırakıp kitabımı istemek zorunda kaldığım yalnızca 2 kişiden geri alabildim. diğerleri onu da yapmadı. Ve artık asla vermiyorum. Bu kadar netim bu konuda!
    Seçkilerin merak uyandırdı. İlgi alanıma giriyor kesinlikle. Teşekkürler öneriler için.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. AAhhh ... Gidip de gelmeyen kitaplarımız...Bu konudaki rahatsızlığımı dile getirmek ve burada sizlerle de aynı duyguları paylaşmak güzel oldu benim için :)
      Umarım önerdiğim kitapları inceleme fırsatınız olur. Değerli yorumunuz için bende teşekkür ederim. Sevgilerimle...

      Sil